Sağlıklı temizliği temsil eden hijyen toplumsal yaşamın her aşamasında karşımıza çıkmaktadır. Yaşadığımız ortamların, içtiğimiz ve kullandığımız suyun, soluduğumuz havanın kullandığımız alet ve gereçlerin ve en önemlisi gıdaların temiz ve sağlıklı yani hijyenik olması gerekir.
Gıda hijyenini amacı:
Gıda hijyenini amacı, önce sağlıklı ve güvenilir besin maddeleri üretimini sonra besin maddelerindeki kaliteyi düşüren tehlikelerin yok edilmesini sağlamaktadır. Gıdalara bulaşan ve tüketildiğinde insanlarda çeşitli hastalıklara yol açan etken ve maddeler biyolojik kimyasal ve fiziksel kökenlidir. Sağlık açısında zararlı olan etken ve maddelerin gıdalar ve tüketimiyle insanlarda gıda enfeksiyonları ve zehirlenmeleri adı verilen hastalıklar meydana çıkar. Bu hastalıklar karın ağrısı ishal bulantı kusma terleme baş dönmesi ve ateşlenme gibi rahatsızlıklara bazen de ölümlere sebep olurlar.
Gıda güvenliği:
Her gıda işletmesinin bir gıda güvenliği programı olmalıdır. Güvenilir hammadde (tedarikçi kontrol, güvenilir üretim( ideal hijyen ve teknolojik uygulamalar) güvenilir ürün (sürekli izleme iyileştirme ve müşteri memnuniyeti). Hijyen kurallarını uygulamak hem müşteri sağlığı, hem de kendi sağlığımız açısından önemlidir.
Pratik ve hijyenik bilgiler:
Kişisel temizlik:
Haftada en az iki kez banyo yapılmalıdır.
Saç ve sakallar temiz olmalıdır.
Tırnak ağız burun ve kulak temizliğine özen gösterilmelidir.
Vücuttaki açık yara ve benzeri hasarlara özen gösterilmelidir.
Tuvalet nasıl kullanılır:
Her kullanımdan sonra sifon çekilip gerekli temizlikler yapılmalıdır.
Tuvalet çıkışında dezenfekte paspasına basılmalıdır.
Tuvalet kağıdı çöp kovasına atılmalıdır.
Eller yıkanıp kurulanmalıdır.
El temizliği:
Üretim öncesi ve sonrasında, ellerimizi herhangi bir yere dokundurduysak, tuvaletten sonra, parayı elledikten sonra,telefon kullandıktan sonra,hapşırdıktan veya öksürdükten sonra eller dezenfekte bir şekilde yıkanmalıdır.
Çalışma ortamı:
Temizlik ve dezenfeksiyon:
Fiziksel temizlik: kuru temizlik: kir maddelerinin süpürme fırçalama ve vakumlar çekme
Kimyasal temizlik:
Mikrobiyolojik temizlik:
Doğru dezenfekte:
Beslenme
Canlılarda büyüme, sağlık, üreme için gerekli besin maddelerinin alınması. Besinler, bedende gerçekleşen kimyasal tepkimeler için gerekli kimyasal enerjinin yanı sıra, bedene destek olan, hücrelerin oluşması ve yenilenmesi için gereken maddeleri de sağlarlar. Canlıların varlıklarını sürdürebilmeleri için çeşitli kimyasal bileşenler içeren besinler almaları gerekir. Sporculara güç kazandırmak için ya da şişmanlık, şeker hastalığı ve kalıtımsal bozukluklar gibi sorunlara da karşı da, özel beslenme rejimleri uygulanabilir. Dengeli bir rejimde kişinin aldığı kalori, bedenin gereksinmesine uygun olmalıdır. Beslenme rejiminin önemli bileşenleri proteinler, yağlar, karbonhidratlar, su, vitaminler ve tuzlar ile bazı az bulunan elementlerdir. Bunlar uygun ve dengeli biçimde alınmazlarsa, beslenme bozukluğu hastalıkları ortaya çıkar.
Kişinin dengeli beslenmesi için alınan besinler 5 grupta incelenir:
* Tahıl ve Ekmek Grubu
* Süt ve Yoğurt Grubu
* Et Grubu
* Sebze ve Meyve Grubu
* Yağ ve Şeker Grubu
KARBONHİDRATLAR: Vücudun temel enerji kaynağıdır. Kişinin günlük enerji gereksiniminin %55'i karbonhidratlardan sağlanmalıdır. Karbon, hidrojen ve oksijenden oluşan bu bileşikler yiyeceklerde daha çok şeker ve nişasta biçiminde bulunur. Örneğin üzüm şekeri denen glikoz en basit karbonhidratlardan, yumrulu bitkilerin köklerinde depolanan nişasta ise en karmaşık karbonhidratlardan biridir. Karbonhidratça zengin yiyeceklerin yapısında genellikle glikozdan daha karmaşık şekerler ve nişastalar bulunur. Ama bu bileşiklerin tümü sindirim sırasında parçalanarak glikoza indirgendiğinden, yiyeceklerdeki bütün karbonhidratlar sonunda glikoz olarak kana geçer ve karaciğerde glikojen biçiminde depolanır. Vücuda enerji gerektiğinde, karaciğerdeki glikojen yeniden glikoza dönüşerek kan dolaşımı aracılığıyla hücrelere dağıtılır. Bu nedenle, kanda bulunduğu için kan şekeri de denen glikoz vücudun temel enerji kaynağıdır.
PROTEİNLER: Vücudun yapı taşlarıdır. Kemikler, kaslar, deri, sinirler, kısacası vücudun büyük bölümü proteinlerden oluşur. Yiyeceklerle alınan proteinler sindirim sırasında parçalanarak aminoasitlerine ayrışır ve vücut, bu aminoasit deposundan seçtiği uygun yapıtaşlarını yeniden bir araya getirerek kendi dokularını oluşturan proteinleri yapabilir. Protein açısından zengin olan başlıca hayvansal yiyecekler yumurta, et, balık, peynir ve süt, bitkisel yiyecekler ise ekmek, patates, fındık ve ceviz gibi kabuklu yemişler, bezelye, fasulye ve mercimektir.
1 gr protein 4 Kal'lik bir enerji sağlar. Günlük enerjinin %10-15'i proteinden gelmelidir. Beslenmemizde proteinden zengin besinlere ihtiyaçtan fazla tüketmek, yetersiz tüketmek kadar zararlıdır.
YAĞLAR: Vücudun enerji ihtiyacında bir diğer besin grubu da yağlardır. Yağlar da karbon, hidrojen, ve oksijenden oluşur. Tereyağı, yağlı et, kaymak, peynir ve yumurta gibi yiyeceklerden alınan hayvansal yağlar ile mısır, ayçiçeği, fındık ve ceviz gibi yağlı tohumlardan elde edilen bitkisel yağlar dengeli beslenmede önemli bir yer tutar. Ama bu temel besinlerin fazla alınması zararlı olabilir. Bazı yağların kalp hastalıkları olasılığını artırdığına inanan birçok doktor, sağlıklı bir yaşam için özellikle hayvansal yağların fazla yenmemesini salık verir. 1 gr. yağ 9 Kal enerji sağlamaktadır.
VİTAMİNLER: Vücuttaki bir takım biyokimyasal işlemlerin devamında rol oynarlar, vücudun direncini artırır ve bazı vitaminler, vücuda alınan çoklu doymamış yağ asitlerinin oksidasyonunu önlerler. İlk bulunan vitaminler alfabenin değişik harfleriyle adlandırılmıştı. Sonradan bu bileşiklerin kimyasal yapıları belirlenince, askorbik asit, Tiyomin ya da riboflavin gibi bilimsel adlar verildi. Ama bugün bile, vitaminlerin A, B, C gibi harflerle anılması çok yaygındır. Vitaminlerin çok az miktarda alınması vücut için yeterli olduğundan, çeşitli yiyeceklerle dengeli beslenen kişilerde vitamin eksikliği görülmez. Yalnız bazı hastalıklarda doktorlar, vücut sağlığına kavuşuncaya kadar normalden daha fazla vitamin alınmasını önerirler. Ama olağan koşullarda yiyeceklerdekiyle yetinmeyip gereğinden çok vitamin almanın hiçbir yararı yoktur; çünkü vitaminlerin çoğu vücutta depolanmaz ve günlük gereksinimden fazlası idrarla birlikte dışarı atılır.
MİNERALLER: Mineraller vücudun sağlıklı kalabilmesi için gerekli olan kimyasal elementler ile bu elementlerin inorganik bileşikleridir. Her mineralin, öbür besin maddelerinin etkisini güçlendiren tamamlayıcı bir görevi vardır. En çok sütte ve süt ürünlerinde bulunan kalsiyum, kemiklerin ve dişlerin sağlıklı gelişmesinde önemli rol oynar. Süt ürünlerinde, yumurta sarısında, baklagillerde ve kuru yemişlerde bulunan fosfor da kemik ve dişlerin, kas ve sinir dokusunun yapıtaşlarındandır. İçme sularında bulunan flüorun da diş çürümelerini önlediği saptanmıştır.